Dünya genelinde son yüz yılın belki de en önemli günlerinden geçiyoruz. Filmlerde görmekten ürktüğümüz bir tabloyu gerçek hayatta yaşıyoruz. Bir kez daha görüyoruz ki; dünya beşten daha büyük. Bir değil on değil elli değil tüm ülkelerin ortak meselesi haline gelen bir tehditle karşı karşıyayız. Dolayısı ile tüm dünya genelinde ortak akılla ortak bilinçle ortak bir mücadelenin içerisine girmekle yükümlüyüz. Çünkü bir hafta veya bir gün değil bir an dahi çok önemli.
Bireysel önlemler kamusal yaşamı ne kadar fazla etkilediğinin bilincinde olmakla yükümlüyüz.
Bir ben mi demeden, bir kişiyle demeden ve bir anlık ihmalin dahi koskoca bir toplumu etkileyeceğinin farkında olmamız gerekliliğinden yükümlüyüz.
Sadece kendimiz veya yakın çevremiz için değil tüm insanlık adına azami özeni göstermekten yükümlüyüz.
Bakınız bir sayısal örnek vermek gerekirse; bir kişinin etkisi 625 kişiye ulaşmaktadır. Bu 625 kişinin etkisi her biri 625 kişiden hesaplandığında 390.624 ve bu 390.625 kişi de kendi çevrelerindeki 625 kişi ile çarpıldığında 244.140.625 kişi sonucu ortaya çıkmaktadır. Yani etki alanımızın ne kadar geniş olduğunun, nasıl bir çevreye hitap ettiğimizin en güzel ifadesi bu işte. Tabii ki bu ihtimal olasılığı.
Onun için; bir ben mi demeden, saklamadan, gizlemeden ve yükümlülüklerimizi unutmadan yaşantımızı sürdürmeliyiz. Yaşamaya devam etmeliyiz ama azami ölçüde temizliğe dikkat ederek, etki alanımızın ne kadar geniş olduğu unutmadan.
Bu türden olağan üstü dönemlerin en can alıcı hususlarından birisi de; panik ve galeyan duygularıdır. Resmi olmayan bilgiler, ehil olmayan kişilerin beyanları, kimi olduğu dahi bilinmeyen kişilerin yarattıkları korku ve panik havası asla ve asla itibar edilmemesi, gereken hususlardır. Hani aklı selim denilen türden davranabilirsek gerçek soruna odaklanma ve çözüme yönelebilmek mümkün olacaktır.
Daha sakin, daha temkinli, daha tedbirli ve daha bilinçli davranmak bizi feraha çıkartacaktır.
Lütfen birlikte yaşadığımızı ve birbirimize karşı yükümlülüklerimiz olduğunu unutmayalım.